Türk Dil Kurumu (TDK) ekosistemi şöyle tanımlıyor: “Belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran çevrenin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik gösteren ekolojik sistem.”
Bu sohbetimizde de ihracat alanımız ile onu saran çevrenin karşılıklı ilişkilerine ve birbirlerini etkileyen unsurlara küçük bir dokunuşta bulunalım istiyorum.
Geçen sohbetimizde ihracatımızın eriştiği rekor rakamı gündeme getirmiş ve sohbetimizin başlığını da “Ümit Veren Artış” olarak belirlemiştik.
İhracatımızın artışlarından mutluluk duyduğumuz gibi, düşüşlerinden de endişe duyuyoruz. İhracatımızın artış gösterdiği son yıllardaki gözlemlerimiz bize bu artışların, maalesef, dengeli bir sürdürülebilirlik taşımadığını gösteriyor. Dış ticaretimizdeki ithalat ağırlığı ve bununla birlikte üretim yeterliliklerimizin ithalata bağlı olarak hareket etmesi, ihracatımızı sarsıyor.
Devlet tarafından ithalata olan bağımlılığın azaltılması için alınan tedbirler, verilen destekler birer birer hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bunlar hayata geçebildiklerinde dışa bağımlılık kuşkusuz ve mutlaka azalacak ve elimizi kuvvetlendirecektir.
Ancak, bunun zaman istediği ve bugünden yarına olamayacağını söylemek ise ” Aşikârı ifşa ” dışında başka bir şey değildir.
Ancak bunu yapmak ve ithalata bağımlılığı azaltmak zorundayız.
Ayrıca katma değeri yüksek ürün ihracatı da mecburiyettir…
Gerek tarım ve gerekse sanayi üretimimizi arttırmak için verilecek teşvikler, yapılacak yatırımlar mal ve hizmet üretimini arttırsa da
“İhracatı Kim Yapacak?”
2023 yılı ihracat rakamı için 500 milyar ABD Doları rakamı seslendirildiğinde de aynı soruyu sormuş ve kim yapacak demiştim. ” Ben zaten söylemiştim ” egosu olarak algılamayın lütfen. Amma yarım yüzyıla yaslanan gözlemlerimle toplanan veriler bana bunun olmayacağını kanıtlarcasına önümde duruyordu.
Küresel ekosistemi oluşturan ögeler gibi ihracatı oluşturan tüm ögeleri belirleyelim.
Bunları birbirlerinden ayırmadan, birbirlerine olan bağımlılıklarını ve karşılıklı etkileşimlerinin önemini gözeterek, ihracatımızın ekosistemini irdeleyelim.
Bu ekosistemin sağlıklı ve sürdürülebilir bir biçimde gelişebilmesi için yapılması gerekenleri masanın üzerine koyalım ve tümünün bir “Etkileşim haritasını” çıkartalım.
Bu çerçeveye giren tüm unsurlar için de bir “Etkileşim kontrol mekanizması” oluşturalım.
Finansman, bankacılık, lojistik, gümrük gibi unsurların yanı sıra “İhracatçı yetiştirme” sistemi oluşturalım.
Eskiden olduğu gibi bir “İhracattan Sorumlu Bakanlık” olması ve tüm bu koordinasyonun bu bakanlık eliyle yapılması, ihracatımızın sağlıklı bir sürdürülebilirliğe kavuşması için çok ciddi bir adım olacaktır.
Bugün Ticaret Bakanlığı tarafından yapılanları takdir etmemek haksızlık olur.
Ancak işi sadece ihracatı arttırmak olan bir kurumun getireceği faydanın daha fazla olacağı da kuşkusuzdur.
Dış ticaret eğitimi gören öğrencilerin aranılan yeterliliklere sahip olabilmesi için dış ticaret yapan işletmelerde MUTLAKA STAJ YAPMALARININ SAĞLANMASI gereklidir.
Dış ticaret okuyanların diploması var amma ne kadar dış ticaret biliyorlar da yapacaklar?